Google Glass ve Özel Hayatın Gizliliği

yazan: Ozgur Kurtulus

google-glass-hud

James Bond filmlerinin olmazsa olmazıdır. İngiliz gizli servisi her önemli görev öncesinde 007’ye türlü teknolojik oyuncaklar ve ilginç silahlar verir. Çakmak içine yerleştirilmiş fotoğraf makineleri, saat şeklinde silahlar, ses kaydedebilen yüzükler vb. Bugün bu cihazları kat ve kat aşan özelliklerde cihazlar yapılıyor ve sıradan insanların kullanımına sunuluyor. Son olarak gündemde olan iki ürün Akıllı Saat ve Google Glass ise Bond filmlerindeki cihazların bile ötesine geçmiş durumda.

Akıllı saatler Sony’nin öncülüğünde üretilmeye başlandı. Apple ve Samsung ise şu an kendi ürünlerini geliştirme aşamasında ve kısa bir süre sonra iWatch ve Galaxy Gear Smart Watch markalarıyla tüketiciye sunacaklar. Bir mini bilgisayar ve telefon özelliği taşıyan bu saatlerin asıl işlevi, akıllı telefonlar, tabletler, masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarla senkron olarak çalışması ve kullanıcıların bu cihazlara erişmesi için bir kısa yol olarak işlev görmesi olacak.

Giyilebilir bilgisayar konseptine göre geliştirilen bu cihazlardan Google Glass ise çok daha ilginç ve işlevsel. Hafif bir gözlük olarak tasarlanan bu ürün ile artık bilgisayarınız gözünüzün önünde olacak ve herhangi bir dokunuş olmadan da sadece sesle yönetilebilecek. Bilgisayarın birçok işlevini üstlenebilen, internette dolaşımı sağlayan bu gözlüklerin en çok ilgi gören özelliği ise sesle verilen bir komutla ya da küçük bir dokunuşla yüksek kalitede fotoğraf ve video çekimi yapabilmesi. İşte bu özellik Amerika başta olmak üzere birçok ülkede etik ve güvenlik tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Eleştiriler başlıca üç noktada toplanıyor. Birincisi özel hayatın gizliliği. Google Glass sayesinde insanlara fark ettirmeden fotoğraf ve video çekimi yapılabilmesi birçok sivil toplum kuruluşunu kaygılandırıyor. ABD Tüketici Hakları Gözetim Grubu Başkanı: “Gözlük sayesinde, sizden izin alınmadan kayda geçilmesi, bu şekilde hayatınıza izinsiz girilmesi mümkün.” derken, Google’dan Chris Dale, gözlüğü, bu kaygıları dikkate alarak tasarladıklarını söylüyor: “Kameranın kayda girmesi için bariz bir hareket yapmanız veya sesli komut vermeniz gerekiyor. Mesela, kameraya dokunup, ‘Kayda geç’ diyorum. Ayrıca üst kısımda bir düğme var, bu düğmeye bastığımda, ki bunu yaptığımı herkes açıkça görebilir, o zaman, video kayda giriyor.” diyor.

Google test amaçlı olarak yaklaşık 10000 kişiye bu gözlüklerden dağıttı. Yaşanan tecrübeler kaygılarda gerçeklik payı olduğunu gösteriyor. Örneğin, kullanıcılar tarafından yayınlanan videolarda görüyoruz ki, bir Google Glass kullanıcısı, bir tutuklanma anını kimseye fark ettirmeden kaydetmeyi başarmış. Üstelik bazı korsan yazılımlarla sadece göz kırparak video kaydına geçebilen Google Glass’lar da yapılabilmiş. Söylentilere göre hackerlar Google Glass’a yüz tanıma sistemleri de entegre etmeyi başarmışlar ki bu çok daha büyük hak ve güvenlik ihlallerine kapı açıyor.

Diğer bir eleştiri video ve fotoğraf çekiminin kısıtlı ya da yasak olduğu özel güvenlik bölgelerinde ve özel mülkiyetlerde, Google Glass ile çekim yapılabileceği yönünde. Bu konuda özellikle Amerikan Kongresi çok hassas. Nitekim, ABD vatandaşlarının özel hayatlarını ihlal etmesi ve güvenlikli bölgelerde çekim yapılabilmesi konularındaki endişelerini Google’a bildirdiler ve bu endişelerin giderilmesi konusunda bir görüşme talep ettiler. Ürün daha piyasaya sürülmeden bazı tesis ve binalara Google Glass ile girmenin yasaklandığı yolunda haberlerde geliyor. Hatta ABD’de bazı kafe ve barlar, mekanlarına Google Glass’ı sokmamak konusunda kararlılar. Seatte’da bir bar sahibi olan Dave Meinert, katıldığı bir radyo programında, kendi mekanına bu ve benzeri şekildeki “radarlara” sahip olan insanların girmelerini istemediğini belirtti. Meinert; “İnsanlar istedikleri yerlere gitmeyi ve çoğu zaman orada olduklarının bilinmemesini istiyorlar. Daha da önemlisi, gizli bir şekilde filme alınıp aynı anda internete çekilen videolarını görmek istemeyeceklerdir.” şeklinde yaptığı açıklamasıyla, insanların özgürlüklerinin böyle bir cihaz ile yok edilmesine karşı olduğunun altını çizdi. Gözlüğün satışının ve kullanımını kesinlikle yasaklayacağını açıklayan ülkeler de var. İlk olarak Pakistan Google Glass’ı sınırlarından içeri sokmamak konusunda kararlı. Ürün piyasaya çıktıktan sonra birçok ülkenin de bu yönde yasaklama yoluna gitmesi muhtemel.

Eleştirilen üçüncü noktada veri güvenliği ile ilgili. Google Glass’da saklanan kişisel verilerin başkalarının eline geçmesi konusunda bazı soru işaretleri var. Nitekim ABD Kongresi bu konudaki hassasiyetini de açıkça belirtti ve gözlükte depolanan verilere üçüncü şahısların erişiminin kısıtlanıp kısıtlanmadığını da Google’a sordu.

Google ise tüm bu eleştirilere karşı kendinden emin açıklamalar yapıyor. Google Glass ürün yöneticisi Steve Lee, gözlüğü, bu kaygıları dikkate alarak tasarladıklarını söylüyor ve gizliliğin ve kişisel veri güvenliğinin projelerinde üst sırada olduğunu ve karşı tarafa haber vermeden çekim yapmaya çalışan uygulamalara kesinlikle izin verilmeyeceğini ifade ediyor. Lee ayrıca cihazın hacker’ların erişimini engelleyecek yöntemlere sahip olacağını da belirtiyor

Bütün bu tartışmalar içinde teknoloji ve etik tartışması daha da alevleniyor. İnternet ile başlayan sosyal medya uygulamaları ile genişleyen kişisel veri güvenliği konusu giyilebilir bilgisayarlarla başka bir boyuta taşınıyor. Türkiye’de ise durum daha vahim. İnternet’in kullanılmaya başlanmasından beri neredeyse 20 yıl geçmesine rağmen, Türkiye’de kişisel veri güvenliğini koruma altına alan bir kapsamlı bir hukuki düzenleme bile yapılabilmiş değil. Var olan yasalar kamuoyunu tatmin etmekten uzak. Devlet, şirketler ve bireyler arasındaki hak ve sorumlulukları düzenlemesi beklenen veri güvenliği yasalarının eksikliği sadece bir güvenlik meselesinden öte insan haklarını tehdit etme noktasında önemli. Türkiye’nin bu konuda büyük eksiklikleri bulunuyor ve var olan yasaları bireyi devlete, şirketlere ve diğer bireylere karşı savunmasız kılıyor. Bu durumda kullanıcılar korumak için erişim maskeleme, anonimleştirme teknikleri, güçlü şifreleme kullanımı, VPN, PGM; tor gibi korunma teknolojilerini kullanmaya yöneliyor. Her koyun kendi bacağından asılıyor yani.

Giyilebilir bilgisayarların yeni teknolojileri kullanma konusunda son derece hevesli olan ülkemizde yeni sorunlara yol açacağı muhakkak. Şu an tahmin bile edemediğimiz güvenlik ihlalleri ve suçların ortaya çıkması olası. Neler olacağını zaman gösterecek.

İlgili Yazılar

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.