Koronavirüs salgını dünya çapında yayılmaya devam ettikçe giderek daha fazla insan sosyal izolasyon için evlere kapanıyor. Evlerde, eğitim, iş hayatı, alışveriş ve eğlencenin temel mecrası ise TV ve internet. Salgınla birlikte internet kullanımı inanılmaz arttı ve bu da tüm tüketim alışkanlıklarını değiştiriyor. Türkiye’de de online alışveriş trendlerindeki değişimle ilgili veriler ortaya çıkmaya başladı. Bununla birlikte medya tüketimi ile ilgili henüz bir veriye ulaşmış değiliz.
Global Web Index tarafında ABD ve İngiltere’de yapılan araştırmanın sonuçları medya tüketimindeki trendlere ilişkin çarpıcı sonuçlar sunuyor. Araştırma, medya tüketicileri geleneksel sınıflandırmaya (Z Kuşağı, Millenials (Y Kuşağı), X Kuşağı, Baby Boomers) göre ele almış ve her bir kuşağın cinsiyetlere göre medya tüketim alışkanlıklarındaki değişime odaklanmış. Genel olarak tüm kuşakların %80’inden fazlası salgından bu yana daha fazla içerik tükettiklerini ifade ediyor. Tüm kuşaklarda ve tüm cinsiyetlerde en çok tüketilen içerikler TV ve online video (You Tube ve TikTok). En çok aranan içerik ise Covid-19 ile ilgili bilgiler. Sadece Z Kuşağı haberlerden daha çok müzik dinlemeyi daha ön planda tutuyor.
Genel olarak, Z kuşağı, cep telefonlarında veya bilgisayarlarında oyun oynayarak vakit geçirirken; sağlıklı beslenme konusunda en duyarlı nesil olan Y kuşağı, yemek tarifleri aramak veya sağlıklı beslenmeyle ilgili yazıları okumaya daha fazla vakit ayırıyor.
Bir diğer ilgi çekici veri ise tüm kuşakların arkadaşları ve akrabaları ile daha fazla iletişim kurması. Yüz yüze iletişimin kısıtlandığı bir salgın dönemde bu veri oldukça anlaşılır. Mesajlaşma uygulamalarında Messenger ve Whatsapp ön plana çıkarken; görüntülü konuşmada, Hangout ve Zoom en çok kullanılan uygulamalar.
Koronavirüs ile ilgili gelişmeleri takip etmek için en güvenili kaynak tüm kuşaklarda Dünya Sağlık Örgütü (WHO). Bununla birlikte İngilizler kendi hükümetlerinin bilgilendirmelerine Amerikalılar’dan daha fazla güveniyor. Haberler konusunda, en güvenilir mecra TV ve internet medyası. Bununla birlikte insanlar sosyal medyadan aldıkları haberlere, akraba ve arkadaşlarından duyduklarından ve diğer ülkelerin haber kaynaklarından daha fazla güveniyor.
Salgın ile ilgili haberlere yüksek bir ilgi olsa da veriler insanların gündemden kaçmak ve rahatlamak için online dizi ve film platformlarına daha fazla ilgi abone olduklarını gösteriyor. Bu dönemde en kazançlı çıkan platformlar ise Netflix ve Disney+. Z kuşağının neredeyse üçte biri bu dönemde Netflix aboneliği satın almış.
Verilerden de anlaşıldığı gibi Koronavirüs salgınıyla birlikte iş, eğitim, eğlence ve sosyal hayatımız hızla dijitalleşti. Salgın bittiğinde, ya da en azından etkisini kaybettiğine gündelik hayatımıza geri döneceğiz ancak bu dijitalleşme etkisinin kültürel alışkanlıklarımız üzerinden kalıcı bir etkisi olacağı da muhakkak. 25 yıllık internet tarihinin belki de en büyük dijital dönüşüm atılımının bir virüs sayesinde olması da ayrıca dikkate değer. Değişim ihtiyaçtan doğar denilir, salgın kültürel alışkanlıklarımızda büyük bir değişim yarattı. Bundan sonra geri-dönüş çok mümkün görünmüyor.
Kaynak: https://www.visualcapitalist.com/media-consumption-covid-19/