Günümüzde internet denildiğinde artık sadece belli sitelere gidip bilgi edindiğimiz google aramalarından çok farklı bir yapıyla karşılaşıyoruz. Durağan web sitelerinin yerini kaliteli bilgi ve farklı dijital içerik çeşitliliğine yer verilebilen bloglar, sosyal ağlar, paylaşım ve içerik siteleri, forumlar, her kullanıcının güncelleyebildiği wiki’ler ve sözlükler kısaca yepyeni mecralar almış durumda. Bunların iki taraflı iletişim sağlaması ve paylaşımı kolaylaştırması insanlar arasında ki etkileşim ve iletişimi artırdığı gibi başvuru kaynağı olarak kullanıldıklarını bile görüyoruz. Bunlara en iyi örnekler Sözlükler. Modern çağın ansiklopedileri de diyebiliriz.
Hal böyleyken bu teknolojik gelişmelerle iç içe yaşayan ve en iyi adaptasyon sağlayanlar ise hali hazırda sosyal ve okul hayatlarında bu araçları kullanarak sosyal ağlar ve internetin nimetlerinden en fazla yararlanan çocuklar ve gençler. Bir ödevin teslim tarihini birbirlerine sormak, bir öğretmeninin paylaştığı ve dersine katkı yapabilecek video içeriğini izlemek, hatta bazen okula gitmeden evlerindeki bilgisayarlarından bir laboratuar dersine interaktif olarak sınıftaymış gibi katılım göstermek…
Öğretmenler ve kurumlar da bu sosyal ağlar ve mecraların çift taraflı iletişim ve etkileşim modelini gerek ticari gerekse eğitim maksadıyla kullanmaya başladılar. Hedef kitle ile direkt iletişime geçme şansı yaratan platformlar bu sayede birçok işletme ve markanın yanı sıra eğitim kurumlarının da ilgisini cezp etti. Özellikle yurt dışında üniversitelerin oldukça verimli kullandığı sosyal medya ağlarının kullanımı Türkiye’de de giderek yaygınlaşıyor.
İlk başlarda bu platformlar üniversitelerde eğitim görevlilerinin kendi kişisel hesapları üzerinden öğrencilerine ya da kitlelerine ulaşmak için oluşturdukları gruplar, etkinlikler, sınav notları ve tarihlerinin bildirilmesi ya da oluşan ders programı değişikliklerin haber verilmesi için kullanılıyordu. Yeni nesil eğitim görevlilerinin bu ağlarda yer almasının ve buradan öğrencileri ile daha iyi bir bağ kurmasının olumlu etkilerini gören eğitim kurumları ve profesyoneller bu mecraların kullanım alanının genişletilebileceğini düşündüler. Sanal eğitim, (Uzaktan öğrenme) (e-öğrenme) aile bilgilendirme servisleri ve hatta ticari faaliyetlerini daha kurumsal olma ve saygınlıklarını artırmak üzere hedef kitlelerine profesyonel bir hizmet verme çabasıyla bu ağlara taşıdılar. Bu konuda akademisyenleri ve personellerini eğitmek için konferanslar ve seminerler düzenliyorlar. Her anlamda birbiriyle bütünleşmiş hale getirilmiş bazı okul uygulamaları ve yazılımlar bile geliştirilmeye başlandı. Bazı üniversiteler ve okulların I-Pad ve I-Phone için uygulamaları var.
Türkiye de ise başlanan bir Fatih Projesi var ki gelecekte göreceğimiz bu teknolojilere yatkın olan gençlerimizin okullarına sadece bir Pad ile gidebilecekleri ve buna benzer cihazlarla daha kolay, hızlı ve akılda kalıcı bir şekilde öğrenim görebilecekleri. Muhtemelen ileride her okulun veya eğitim kurumunun bir facebook sayfası ve blogu olacak, tüm dersler burada evinden bağlanan öğrenciler ve eğitimci ile interaktif olarak yapılabilecek.