Yapay zeka (YZ), insan ve makine arasındaki sınırları yeniden tanımlama potansiyeliyle, hikaye anlatıcıları için her zaman ilham verici bir malzeme oldu. Bilim bu alanda ilerlerken, bilim kurgu yazarları ve film yapımcıları da bu gelişmeleri yakından takip ediyor ve YZ’nin olasılıklarını ve tehlikelerini topluma yansıtan hikayeler anlatıyorlar. Hollywood’un hayal gücüyle yarattığı dünyalar her zaman bilimsel gerçeklerle örtüşmese de, bazı filmler YZ’nin gelişimine ve geleceğine dair önemli ipuçları ve olası senaryolar sunuyor.
Örneğin, YZ’nin kontrolden çıkarak varoluşsal bir tehdide dönüşmesi fikri, “Terminator”, “Matrix” gibi popüler film serilerinde sıkça işlenen bir temadır. YZ’yi süper zeki bir düşman gibi tasarlandığı bu filmler gelecek bilimciler ve teknologlar tarafından tartışılan en uç senaryoları temsil eder. YZ’yi insanla hibrit bir yapı olarak temsil eden “Transcendence” gibi filmlerde ise insan bilincinin YZ ile birleştiği gösterilir. Bu tür temsiller, YZ alanındaki gerçek bilimsel gelişmelerin şu anki seviyesinden oldukça uzaktır. Wall-E gibi filmlerde ise makinelere duygular atfedilir. Bugün YZ modelleri duyguları taklit edebilse de Wall-E gibi gerçek duygulara veya bilince sahip değildirler.
Ancak bir çok bilim kurgu filminde YZ teknolojisi ile ilgili kavramların, konuların ve sorunların derinlemesine işlendiğini de görüyoruz. Şimdi bu filmlerden beş tanesine biraz daha yakından bakalım.
I, Robot (2004)
“I, Robot” YZ’nin etik ikilemlerine dalıyor, makine özerkliği ile insan kontrolünün sınırlarını sorguluyor. Asimov’un “Üç Robot Yasası”nın yürürlükte olduğu, robotların insanlığa hizmet ettiği ancak isyan etme potansiyellerinin hissedildiği bir gelecek sunuyor. Bu, YZ güvenliği ve yönetimi üzerine devam eden güncel tartışmaları yansıtıyor. Üç Robot Yasası’na göre, (1) Bir Robot, bir insana zarar veremez, ya da zarar görmesine seyirci kalamaz. (2) Bir robot, birinci yasayla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. (3) Bir robot, birinci ve ikinci yasayla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla yükümlüdür. “I, Robot”, bir YZ destekli robotun insanlara zarar verip vermemesi gerilimi üzerinden ilerliyor. Özellikle YZ’nin savaş makinelerinde kullanılması ile ilgili tarışmalar, YZ kontrolündeki robotların insan öldürme yetkisi verilip verilmemesi, bugünün en önemli uluslararası tartışma konularından biri.
HER (2013)
“Her”, teknolojiyle derinlemesine entegre olmuş bir gelecekte, bir insanın ChatGPT benzeri bir YZ dil modeliyle duygusal bir ilişki kurmasını konu alıyor. Film, YZ’nin insan duygularını anlama ve karşılık verme yeteneğini keşfederken, aynı zamanda insanların teknolojiyle kurduğu ilişkilerin doğasını da sorguluyor. Makinelerle olan ilişkimize psikolojik bir bakış açısı sunan film, günümüzde sesli asistanlara olan bağımlılığımızla ve teknolojiye olan duygusal bağlarımızla paralellikler çiziyor. Açıkçası film bugünü tasvir ediyor.
I Am Mother (2019)
“I am Mother”, yapay zeka ve insanlık arasındaki ilişkiyi ele alan bir başka bilim kurgu filmi. YZ’nin eğitim, ahlak ve duygular üzerindeki potansiyel etkilerini anlatıyor. Film, bir robotun (Mother) insan çocuğunu yetiştirmesiyle başlıyor ve bu süreçte YZ’nin insanları koruma, öğretme ve gelecek nesilleri şekillendirme kapasitesini sorguluyor. YZ’nin insanlık için hem bir tehdit hem de bir umut kaynağı olabileceği temalarını işlerken, izleyiciyi teknolojinin ilerlemesi ve etik kullanımı üzerine düşünmeye teşvik ediyor. Bugünkü YZ teknolojisinin seviyesinin çok ötesinde bir dünyayı tasvir ediyor.
The Artifice Girl (2022)
“The Artifice Girl”, yapay zekanın yasal uygulamalardaki kullanımına odaklanıyor ve YZ’nin adalete erişimde oynayabileceği rol ile beraberinde getirdiği etik sorunları irdeliyor. Film, internetteki çocuk tacizcilerini yakalamak için, “Cherry” adında, dijital bir kız çocuk olarak tasarlanmış YZ programını merkezine alıyor. Hikaye geliştikçe, Cherry kontrolden çıkıyor ve başlangıçtaki görevinin ötesine geçiyor. Bilimsel açıdan film, YZ’nin mevcut ve potansiyel gelişimine dair gerçekçi unsurlar içerse de, bazı yönleriyle spekülatif kurgu sınırlarını zorluyor. Özellikle Cherry’nin insan benzeri duygusal derinliklere ve karmaşık sosyal etkileşimlere ulaşması, günümüz teknolojisinin ötesinde bir tasavvur sunuyor.
The Creator (2023)
“The Creator” filmi, YZ teknolojisi ile insanlık arasındaki bir çatışmayı, bu sefer tersten ele alıyor. Bu kez YZ kurban, insan ise katil rolünde. Bilimsel açıdan, film bugün tartışılan gerçekçi temaları işlerken, kurgusal ve spekülatif unsurlar da barındırıyor. YZ’nin gelişimi, insan benzeri duyguları ve bilinci taklit edebilme yeteneği ve etik sorunlar gibi konular, günümüzdeki teknolojik ilerlemeler ve teorik tartışmalarla paralellik gösteriyor. Ancak, yapay zekanın insan üstü yeteneklere sahip olması ve evrim geçirebilmesi gibi öğeler, mevcut teknolojinin çok ötesine geçerek, bilimin sınırlarını zorluyor.
Bilim kurgu ve YZ teknolojisi arasındaki dinamik etkileşim bundan sonra artarak devam edecek. Romantik komedi filmlerinde bile YZ programlarını ve YZ destekli robotları göreceğimiz günler yakın. Tarih gösteriyor ki, Jules Verne’in aya yolculuğu bir asır önceden tasvir eden spekülatif kurgusunda olduğu gibi bugünün bilim kurgusu da yarının bilimsel gerçekleri olabilir. Film yapımcıları, bilmsel ilerlemelerden ilham alarak, uyarıcı veya iyimser hikayeler sunarken, bilim adamları da kurgusal temsillerden ilham alarak araştırmalarının yönünü şekillendirebilir.