İnsanlar 100 yılı aşkın bir süredir Everest Dağı’nın zirvesine çıkmaya çalışıyor. Üstelik onca teknolojik gelişmeye rağmen zirveye çıkmak hala son derece meşakkatli ve başarı şansı düşük bir serüven. Everest’e tırmanmak için ortalama iki ay harcamak, genellikle yerel yetkililere ve rehberlere büyük meblağlarda para ödemek, ağır bürokrasiyi aşmak ve elbette çok iyi bir dağcı olmak gerekiyor. Zirveye genellikle hava koşulları nedeniyle her yıl yalnızca birkaç hafta hatta birkaç gün boyunca ulaşılabiliyor ve birçok keşif gezisi, bu son tırmanıştan önce hava koşulları nedeniyle iptal ediliyor. Bugün bile Everest’e tırmanırken dağcıların ölümü son derecede yaygın bir durum.
Netflix’in ‘duyarlı’ tercümesi ile Dünyanın Zirvesi ya da orjinal adından doğrudan bir çeviri ile Tanrıların Zirvesi (Le sommet des dieux, 2021), bir dağcının neden Everest’e çıkmak isteyeceğini ve bu zor yolculuğun detaylarını anlatan müthiş bir animasyon filmi. Japon foto muhabiri Fukamachi (Damien Boisseau), George Mallory’nin 1924’te Everest Dağı’na tırmanmak için yaptığı keşif gezisine ait olabilecek bir fotoğraf makinesinin varlığından haberdar olur. George Mallory’nin Everest zirvesi yapan ilk dağcı olabileceğini düşünen Fukamachi, gerçeği keşfetmeyi takıntı haline getirir. Fotoğraf makinesine sahip olduğuna inandığı, yıllardır ortalarda olmayan dışlanmış bir dağcı olan gizemli Habu Jôji’ni (Éric Herson-Macarel) bulmaya çalışır.
Dünyanın Zirvesi, Bakü Yumemakura’nın romanından uyarlanan, Jirô Taniguchi’nin aynı adlı manga serisine dayanan bir Fransız animasyon filmi. Patrick Imbert’in (The Big Bad Fox and Other Tales) yönettiği filmdeki olaylar 1994 yılında geçiyor. Anlatı yapısı olarak “Yurttaş Kane” benzeri bir yaklaşım kullanan Imbert, filmin ilk yarısında, Fukamachi’nin Habu’nun ortadan kayboluşuna neyin sebep olduğuna dair araştırmaları ile Habu’nun hayatına geri dönüşler arasında gidip geliyor. İkinci yarıda ise dağcıların Everest’e tırmanışı anlatılıyor.
İlk uzun metraj yönetmenliğini yapan Imbert, çizgi ve harekette sadelik ve orijinal manganın dokulu çizimleri yerine, dağların heybetli güzelliğini ve tırmanıcıların ekipmanlarının ince detaylarını yakalayan ayrıntılı çizimler ve yumuşak bir renk paletiyle çalışmayı tercih etmiş. Doğal manzaraların fotogerçekçi tasviri, devasa kaya yüzeylerinin sanki canlı, nefes alan devlermiş gibi hissedilmesini sağlıyor. Özellikle yoğun tırmanış sekansları sırasında karakterlerin hareketlerinin akıcılığı takdire şayan. Imbert’in, karmaşık ses tasarımı ve mükemmel seslendirme çalışması filmi hem sürükleyici kılıyor hem de filme melankolik bir hava katıyor. Rüzgarın hışırtısı, ayak altındaki karın çıtırtısı ve uzaktaki çığların yankıları, filmin derinlik ve gerçeklik hissini artırıyor. Ses tasarımı öylesine etkileyici ki, dağcılarla birlikte seyirciyi de yüksek irtifalara çıkarmayı başarıyor.
Dünyanın Zirvesi, dağcılığı ve Everest’e tırmanmayı romantize etmiyor. Hızlı ve adrenalin dolu bir macera sunmuyor. Aksine, uzun süren, izole edici, yorucu bir yolculuğun ayrıntılarına ve insanların hayatlarını riske atmasına yol açan dürtülere odaklanıyor. Filmin metodik temposu ve sessizliği biraz sabır gerektiriyor ancak tırmanış bölümlerinde baş döndürücü, yüksek riskli ve gerçekçilik odaklı aksiyona sahip. Imbert, seyircinin her yanlış adımı, her ufalanan taşı, her titreyen ipi ve gevşek çivilerin sarsıntısını hissetmesini sağlıyor. Kamera açıları ve çekimler olağanüstü, özellikle dağ sıralarının panoramik görünümleri nefes kesici. Sadece manzaranın güzelliğini sergilemekle kalmıyor, aynı zamanda dağcıların doğanın karşısındaki önemsizliğini ve savunmasızlığını vurguluyor.
Filmdeki karakterler titizlikle tasarlanmış. Kişilikleri katmanlı ve derin. Özellikle tehlike veya iç gözlem anlarında yüz ifadelerinin gerçekçiliği filmin duygusal etkisine büyük katkı sağlıyor. Hikaye ilerledikçe, motivasyonlarını, korkularını ve ilişkilerini daha iyi anlıyor, hırs ve kararlılıktan korkuya ve pişmanlığa kadar karakterlerin duygusal dönüşümlerini çok iyi gözlemliyoruz. Dağcıların, sevdikleri ve rakipleri ile ilişkileri hikayeye yürek burkan yeni katmanlar ekliyor.
Dünyanın Zirvesi sadece dağcılık hakkında bir film değil, aynı zamanda insanın ‘zirveye erişmek’ için amansız arayışına derinlemesine bir bakış. Tırmanışın hem fiziksel zorluklarını hem de dağcıların karşılaştığı duygusal ve psikolojik savaşı anlatıyor. Film, teknik ustalığı etkileyici bir anlatımla güzelce harmanlıyor ve ortaya hem animasyon meraklılarının hem de sürükleyici bir hikaye arayanların izlenmesi gereken bir film çıkıyor.