Avustralyalı Peter Weir’in yazıp yönettiği Yeşil Kart (1990), kültürel farklılıklar ve ABD’de göçmenlik deneyimi üzerine eğlenceli bir romantik komedi filmi. İyi bir romantik komedi filmin olmazsa olmazı başrol oyuncuları arasındaki uyum ve kimya oluyor. Bu filmi de başarılı kılan en büyük etmen Gérard Depardieu ve Andie MacDowell arasındaki ilişkinin inandırıcılığı olmuş. Weir’in yönetimi ve senaryosu karakterlerin duygusal değişimini samimi ve gerçekçi kılmış. Filmdeki başarılı diyaloglar, komik ve ironik bir hava yaratırken, aynı zamanda karakterlerin iç dünyalarını ve farklı kültürlerin çatışmasını da başarılı bir şekilde ortaya koyuyor.

Filmin en büyük eksisi çok olayların çok tahmin edilebilir şekilde gelişmesi. Bu anlamda klişe bir romantik komedi bile denilebilir. Bununla birlikte Yeşil Kart, izleyicilere New York’un büyüsünü ve enerjisini çok güzel yansıtan bir sinematografiye sahip. Şehir adeta filmin üçüncü başrol oyuncusu gibi ve hikayeye bağlanmayı kolaylaştıran bir unsur.

Kariyeri boyunca farklı türlerde birçok filme imza atan yönetmen Peter Weir, hem Avustralya hem de Hollywood sinemasında önemli bir yere sahip. 1970’lerde Avustralya Yeni Dalga (Australian New Wave) sinemasının öncülerinden biri olarak dikkat çeken Weir, bu dönemde yaptığı “Picnic at Hanging Rock” (1975) ve “The Last Wave” (1977) gibi filmlerle uluslararası alanda ün kazandı. 1980’lerde ise Hollywood’da çalışmaya başladı ve “The Year of Living Dangerously” (1982), “Witness” (1985), “Dead Poets Society” (1989) gibi önemli yapımların yönetmenlik yaptı. “Witness” ile 1986’da En İyi Yönetmen dalında ilk Oscar adaylığını elde etti.